Gün içerisinde ofiste geçirdiğimiz ve çalışabileceğimiz saatler bellidir. Her iş size gelir gelmez çözülmek zorunda değildir. Yapacağınız işleri ayrıştırın ve gerçekten yapmanız gerekenleri yapın. Diğerlerini ileriki bir tarihe erteleyin.
Saatlerce masanızda oturup ekrana bakmak verimli olmak anlamına gelmez. Mümkünse telefonunuzu kapatın, ceketinizi alın ve yürüyüşe çıkın. Yakınlardaki bir parkta oturup doğanın tadını çıkarın ve zihninizi boşaltın. Ya da bir kitapçıda kahvenizi yudumlayarak kitap karıştırın. Ne yaparsanız yapın ama telefonunuzdan iş maillerini kontrol etmeyin! Müzik dinlemek haricinde teknolojiyle ilgilenmeyin.
Zaman konusundaki iyimserliğiniz en büyük düşmanınız olabilir. Sizden istenen ufak işler aslında yapmanız gerekenler için lazım olan enerjinizi tüketebilir. Var olan zamanı öncelikli işler için kullanın. İstenen iyilikleri ve ricaları işleriniz bittikten sonra yapmayı tercih edin.
Masanızın düzeni, beyin aktivitesini etkilemektedir. Beyniniz çalıştığınız ortamda sizi sabote eden nesneler sebebiyle daha çabuk yorulmaktadır. Hemen bugün çöp kovasını yanınıza alın ve gereksiz ne varsa atın!
Yanlış anlamayın! Size arkadaş edinmeyin, iki lafın belini kırmayın demiyoruz. Ancak herkesin her an masasına gelip sohbet edebileceği biri olmayın. Yaratıcılığınızın doruklarındayken veya tam bir işe odaklanmışken günlük dedikodularla tüm ilhamınızın uçup gitmesine izin vermeyin. “Benim dikkatim dağılmıyor” diyebilirsiniz. Siz yine de Skype, Google Talk gibi ofis içinde dikkatinizi fazla dağıtmadan sohbet edebileceğiniz programları tercih edin. Böylece yanınıza gelmeden “Müsait misin?” sorusunu duymayı garantilemiş olursunuz.
Tatile ihtiyacım yok diyen kimse yalan söylüyordur diyemeyiz. Ancak herkesin fiziksel ve zihinsel olarak dinlenmeye ihtiyaç duyduğunu da kimse inkar edemez. Bir araştırma şirketinin yaptığı değerlendirmede 10 saatlik ek tatil süresinin performansı %8 arttırdığı ortaya çıkarılmıştır.
Dr. Ekrem ÇULFA
Online Psikolojik Destek Hattı : +90 544 724 36 50